Temel bir yoga çalışmasının içerisinde Nefes, Asana, Biyoenerji, Konsantrasyon, Meditasyon ve Gevşeme Teknikleri bulunur. 1-1.5 saat süren çalışmalarda, çalışmanın konusuna ve yoğunluğuna göre profesyonel uzmanlarımız tarafından Orijinal Yoga Sistemi prensiplerine ve sağlık için en etkili uygulama kurallarına göre teknikler seçilir ve sunulur. Orijinal Yoga Sistemi 8 basamaklı bir sistemdir ve bu sistemin her bir aşaması birbirini besler ve destekler. En üst aşamalara ulaşabilmek için öncesindeki tüm aşamalarda uzmanlaşılmış olmak gerekir. Temel bir yoga çalışması bu basamakların her birinde ilerleyebilmeniz için teknikler bulundurur. 
Merkezlerimizde sunulan Orijinal Yoga Sistemi çalışmalarında yoga matına veya herhangi bir ekipman kullanmanıza gerek yoktur. Çalışmalarımızda kullanılan yoga matı, havlu ve pikesi Yoga Academy merkezlerimizde kullanımınız için hazır bulunmaktadır. 

Orijinal Yoga Sistemi teknikleri 0'dan 100'e herkes tarafından uygulabilir. İstisnasız her insan Yoga uygulayabilir. Herkes Yogayı kendi kapasitesine göre icra edebilir. Yogadan nasıl yararlanacağını ancak Yoga çalışması yapanın gidişatı, yeteneği, istek ve gücü belirler. Her yaş ve sağlık durumu için uygun yüz binlerce teknik mevcuttur. Herkes Yogadan faydalabilir. Hasta, yaşlı ve sakat insanlar bile bu teknikleri uygulayıp sayısız faydaları görmektedirler. Ayrıca hiçbir inanç da gerekmemektedir. Yoga bir inanç değildir. Yoga hiçbir sınıf, inanç, renk, ırk, cinsiyet ve yaş ayrımı olmayan, tüm insanlığa açık olan kültürel ve spiritüel bir bilgi dalıdır.

Orijinal Yoga Sistemi sadece kadınlar için değil, tüm insanlık içindir. Kadın, erkek, çocuk, genç hatta bebek farketmeksizin yoga çalışmalarını uygulayabilir. İnsan bünyesi kompleks ve bakıma ihtiyacı olan, beden, zihin ve duygulardan oluşan bir yapıdır. Bu yapının Orijinal Yoga Sistemi teknikleri ile korunması ve sağlıklı tutulması gerekir. Hem kadın hem de erkeklerin uygulaması için yoga çalışmaları elzemdir ve sağlık için çok etkili teknikler bulundurur. Kadın bedenleri esnekliğe daha yatkın olsalar da erkek bedenlerinin de güçlü oluşu Orijinal Yoga Sistemi tekniklerini uygulamak için iyi bir motivasyon kaynağıdır. 

Yoga ve meditasyon arasındaki fark nedir sorusu zihinleri kurcalayan bir sorudur. Bazı kişiler Yoga ve meditasyonun birbirinden bağımsız yöntemler olduğunu söyler ve hatta “Yoga ve meditasyon” adlı kitap bile yazarlar, oysa meditasyon çalışmaları Yoga sisteminin ayrılmaz bir parçasıdır. Dhyana veya meditasyon Yoga sisteminin yedinci basamağıdır ve bu basamağı Yoga sisteminden ayırıp atarsak uygulanan her neyse artık Yoga olarak adlandırılamaz. Ayrıca Yoga yapmadan meditasyon yapmak imkansızdır. Nefessiz bir yaşamın olamayacağı gibi Yogasız da meditasyon olamaz. Bu iki şeyi birbirinden ayıranlar ne Yoganın ne meditasyonun ne olduğunu bilmemektedir.

Meditasyon çok uzun derin ve detaylı bir konu olmasına rağmen meditasyon hakkında kısa bir bilgi vermek gerekirse, meditasyon Orijinal Yoga Sistemi’nin 7. Basamağıdır. Meditasyon bir objeye kesintisiz konsantrasyondan başlayan bütün düşüncelerin yok olduğu ve yalnızca bu objenin tam şekilde farkındalığına varıldığı bir bilinç halidir. Orijinal adı Dhyana’dır yani derin konsantrasyon. Dharana yani konsantrasyon süresinde her türlü düşünce, anı, hayal, düş ve fanteziler zihne üşüşmektedir. Zihnimizin ne kadar kontrolsüz ve düşüncelerle dolu olduğunu yalnızca bir objeye konsantre olduğumuzda fark ederiz. Dhyana yani meditasyona vardıkça zihin artık kontrollü ve her türlü düşünceden özgürdür.

Meditasyon tekniklerinin başarıyla uygulanması için ön hazırlık çok önemlidir. Ön hazırlık olmadan kimse gerçek meditasyon yapamaz. Gerekli ve doğru hazırlık olmadan meditasyon uygulamasının başarısı engellenecektir. Doğru vücut çalışması, doğru solunum, doğru gevşeme, doğru beslenme, pozitif düşünme ve doğru odaklanma başarılı meditasyon için zaruri unsurlardır. Zihinsel dağınıklığa son vermek için sağlıklı beden ve psikoloji şarttır. Fiziksel ve duygusal rahatsızlıklar varken meditasyon imkansızdır. Doğru vücut çalışması kas geliştirme, yorucu egzersizler ve ağırlık kaldırma değildir. Tüm fiziksel sistem dıştan ve içten uyumlu hale gelmelidir. Buna sadece Asana teknikleri sayesinde ulaşılabilir. Asana teknikleri kasları hem güçlendirmekte hem de esnetmektedir. Vücut canlanmakta, fiziksel gerilim atılmakta, dolaşım, sindirim ve boşaltım sistemleri gelişmektedir. Sonuç olarak zihin sakinleşmekte ve odaklı olmaktadır. Meditasyon uygulamadan önce dağınık zihni odaklı hale getirmek için Pranayama teknikleri uygulanmalıdır.Zihni sakinleştirmek, başıboş eğilimini yatıştırmak ve odaklanma yeteneğini kazanmak için Tam Nefes tekniği uygulanmalıdır. Nefese odaklanıp egonuzu aşmanız gerekir. Nefes alış-verişlerini tğm varlığınızla hissedin. Zihniniz gittikçe sakinleşip sabitleşecektir. Fiziksel ve zihinsel sağlık için doğru gevşeme de çok önemlidir. Pratyahara teknikleri derin bir şekilde gevşemek için özel uygulamalar içermektedir. Bu teknikler bedendeki enerjinin muhafaza edilmesini ve daha verimli kullanılmasını içerir. Tükettiğiniz besinler zihninizi ve duygularınızı etkilediği için meditasyon çalışmalarınızı da etkiler. Doğal ve sağlıklı beslenme vejetaryen beslenme tarzıdır. Mümkün olduğu kadar fazla meyve ve sebze tüketin. Kırmızı et yemeyin çünkü kansere neden olmaktadır. Bununla beraber süt ve süt ürünleri tüketmeniz şarttır. Böylelikle yeterince hayvansal protein alacaksınız. Aslında et yiyen kişiler aşırı protein almakta ve sindirim sistemlerini zorlamaktadır. İnsan sindirim sistemi otobur anatomisine sahiptir. İnsanın diş yapısı, tükürük kimyası, mide asitleri, karaciğer fonksiyonları, bağırsak uzunluğu vb. vejetaryen besinler tüketmek içindir. Ayrıca hayvanları öldürüp cesetlerini yemek şiddetsizlik prensibine aykırıdır ve insandaki şiddeti artırır. Ceset tüketimi bilinci olumsuz etkiler, farkındalığı düşürür ve zihinde kızgınlık oluşturur. Vejetaryen beslenme bilinci yükseltir, farkındalığı geliştirir ve zihni sakinleştirir. Bunlar meditasyon çalışmasını kolaylaştırır ve daha etkili yapar. Beslenme ne kadar doğal olursa zihin o kadar kontrollü olur. Bu koşullarda meditasyon çalışmalarındaki başarı kesindir.

Meditasyon zihnin çaba gösterilmeksizin kontrolüdür; bu arada birey zihnin dolaşmak olarak bilinen doğal eğilimini yenmektedir. Meditasyon esnasında zihin dolaştığında bozulmak, üzülmek veya sinirlenmek bir hatadır. Bu daha da duygusallaşmaya neden olacaktır. Bu, zihinsel enerjinin daha fazla dağılmasına ve boşa harcanmasına neden olur. Meditasyonun sırrı zihni dolaşmaya başladığında duygusallaşmamaktır. Zihninizi meditasyon objesine on veya kırk kere geri getirdiğinizde endişelenmeyin. Duygusallaşmadan ve enerjiyi boşa harcamadan objeye yumuşakça tekrar odaklanma, meditasyonda başarıyı getirir. Sonunda zihin sapmadan meditasyon objesine odaklanacaktır. Zihin duygusallaşmadan ve aşırı çaba harcamadan eğitilmelidir. Meditasyon sayesinde büyük içsel farkındalık ve disiplin kazanılır. Meditasyon çalışması bittikten sonra üzerinde mutlaka düşünün ve çalışmayı engelleyerek zihnin dolaşmasına neden olan sebepleri saptayın. Bu yolla, engellerin enerjisini serbest bırakıyor veya nötr hale getiriyorsunuz ki gelecekte meditasyonunuzu yeniden etkilemesinler. Meditasyonunuzun, çalışmanızı engelleyen şeylerden daha önemli olduğunu hissedin. Bu, engelleri aşmaya yardımcı olacaktır.

Yoga sporu bütün sporların anası ve atasıdır. İlk insanların ilk dönemlerinden bu yana gezegenimizde var olan ve korunmuş olan Orijinal Yoga Sistemi teknikleri pilates gibi diğer sporları da kapsar ve kucaklar. İnsan sisteminin katıdan inceye doğru bütün sistemlerine bakım yapan, olumlu etkiler sağlayan ve derinlemesine sağlık kazandıran bir uygulama olan yoga çalışmaları sadece fiziksel olarak uygulanan sporlardan farklılık gösterir. Pilates 20. yy başlarında geliştirilmiş ve fiziksel sağlık, ve form kazanmak için uygulanan bir spor türüdür. Pilates, Yoga duruşlarına çok yakın teknikler bulunduruyor olsa da yoga uygulamarının derin ve enerjisel etkilerine sahip değildir. Bunula beraber bir çok spor dalında aranan etki ve amaçlar Yoga uygulamaları ile sağlanabilir ve yoga sporu tüm spor uygulamaları ile de uyumluluk gösterir.  

Sadece fazla kilolar değil, hiç bir şey Orijinal Yoga Sistemi tekniklerini uygulamak için engel değildir. Fazla kilolar bedenin formu ve sağlığı için iyi bir durum oluşturmasa da yoga çalışmalarına hemen şimdi başlayabilirsiniz. Fazla kiloların sebep olduğu dezavantajları ve Asana uygulamanın zorlaşmasını yoga teknikleri ile aşabilir ve daha formda bir bedene sahip olabilirsiniz. Yoga duruşlarını uygulamak ve daha esnek bir bedene sahip olmak için kilo vermeyi beklemeniz de gerekmez. Süreç içerisinde hem Asanalarda ve tekniklerde uzmanlaşabilir, hem de fazla kilolarda özgürleşebilirsiniz.

Yoga çalışmaları ile vücudun orijinal boy-kilo dengesi kurulur, iştah düzene girer, sindirim, boşaltım ve hormonal sistemler daha sağlıklı çalışır, tatminlik ve sağlıklı bir beslenme alışkanlığı gelişir. Bu çok boyutlu ilerleme ve dönüşüm ile beden, zihin ve duygular değişir. Bütünsel olarak uygulanan teknikler ile sadece bedenin incelmesi değil, içsel tutumunuz ve sağlıklı beslenme ve yaşam alışkanlıklarınız değişmeye başlar. Güç, denge ve esneklik unsurlarının bir arada geliştirildiği Asana teknikleri ile beden çalıştırılır ve forma girer. 

Beslenme konusunda genel yaşam şartları içinde insan çoğunlukla dikkatsiz davranmakta sadece anı kurtarmak ve açlığını bastırmak için pek çok hazır gıdaları tüketmektedir. Fast food denilen bu yeme alışkanlıkları, insan sağlığına ciddi zararlar vermektedir. Her türlü fast food, yağlı, kızartmalar, abur cuburlar, çay, kahve, simit, poğaça gibi hamurlar, çikolatalar ve dondurulmuş gıdalar konserveler her ne kadar pratik ve hızlı çözümler olarak görülse de insan sağlığını bozmaktadır. Dengesiz bir beslenme alışkanlığı oluşmaktadır. Dengeli beslenme faydaları bu tip alışkanlıklarla baltalanmakta, dengesiz sonuçlar, sindirim, boşaltım, zihinsel sorunlar ortaya çıkmaktadır. Orijinal Yoga Sistemi bilgilerinde verilen bir söz vardır; “Siz ne yerseniz o olursunuz”. Yani gıdanız bilincinizi etkiler ve bilinç tüm yaşamın temelini etkiler. Dolayısıyla dengeli beslenme yani insan doğasına uygun şekilde ve miktarda beslenme sağlığın temeli sağlık mutluluğun uyumun dengenin başarının temelidir. İnsan doğasına göre otobur yapıdadır ve sebze, meyve ve bitkisel kaynakları kullanması dopru beslenmenin temelini oluşturur. Öte yandan insanın midesi yumruk büyüklüğündedir. Beslenme esnasında midenin dörtte biri boş bırakılmalı, dörtte biri sıvı, dörtte ikisi katı gıdayla doldurulmalıdır. Bu şekilde sindirim en uygun şekilde gerçekleşir. Böylece kişi hem dengeli beslenmiş olur hem de genel yaşam kalitesini artırarak pek çok sorundan kurtulur.

1. Doğru enerjilerle beslenin.

2. Yiyeceğiniz besinleri farkındalığınızı yükselterek ve sezgilerinizi devreye sokarak seçin.

3. Yemek yerken hızla çiğneyip yutmayın.

4. Bir öğünde tek tür besin tüketin.

5. Mümkün olduğunca az işlem görmüş, doğal çiğ gıdalarla beslenin.

Orijinal Yoga Sistemi'nin üçüncü basamağı Asana olarak adlandırılmaktadır. Sanskrit dilinde Asana sözcüğü "duruş" veya "pozisyon" demektir. Genel terimlerle ifade edildiğinde Asana uzun süre rahat ve gevşek tarzda uygulanan özel pozisyon anlamına gelmektedir. Asana eski metinlerde. "sağlam ve hoşa giden" diye anlatılmaktadır.

Yoga sadece esnek olanların yaptığı bir spor değil, yoga yapanların doğal bir şekilde esnediği bir spordur. Yani yoga yapmak için esnek, fit ve sportif olmanıza gerek yoktur, esnek olmak yoga yapmanın doğal bir sonucudur. Zaman içerisinde vücutta sertlik, gerilim, katılık giderildikçe, yaşam alışkanlıkları değişip düzenli uygulanan Orijinal Yoga Sistemi uygulamaları ile stres atıldıkça, beden günden güne eğitilir ve elastik bir hale gelir. Orijinal Yoga Sistemi uygulamalarının amacı ve sonucu, daha esnek bir vücuda sahip olmaktan çok daha fazlasıdır. 

Sanskrit dilinde Surya kelimesi " güneş ",Namaskara ise " selamlama" veya " bağlantı" anlamına gelmektedir. Böylede Surya Namaskara "güneşle bağlantı " anlamına gelmektedir. Bu, dinamik şekilde yapılan duruşlar grubudur. Güneş ruhi bilinç simgesidir. İnsan bedeninde Pingala enerji kanalı veya Surya Nadi güneşi temsil etmektedir. Surya Namaskara bedenin bütün iç organlarını, kaslarını, eklemlerini gevşetmek, esnetmek, masaj yapmak ve canlandırmak için çok etkili bir yöntemdir.
 

Sanskrit dilinde Çandra kelimesi " ay",Namaskara ise " selamlama" veya " bağlantı" anlamına gelmektedir. Böylede Çandra Namaskara "ayla bağlantı " anlamına gelmektedir. Çandra Namaskara bedende hareket eden ay enerjisini canlandırma tekniğidir. Bu, dinamik şekilde yapılan duruşlar grubudur. Ay, zihinsel güç simgesidir. İnsan bedeninde İda enerji kanalı veya İda Nadi ayı temsil etmektedir. Çandra Namaskara çok boyutlu bir çalışmadır. Çünkü bu uygulama Asana, Pranayama, Pratyahara, Dharana, Dhyana ve Mantra tekniklerini içermektedir. 

Stres bizim doğal halimizden uzaklaşmamızdır. Endişelerimiz, ailevi ya da işteki diğer bazı etkenler nedeniyle doğal halimizden uzağız. Bu noktada Yoga insan için bulunmaz bir anahtardır. Yoga yapan kişi dış koşullardan dolayı kendi doğasından uzaklaşmamayı öğrenir. Ayrıca belirtmek gerekir ki Yoga kelimesini kullandığımızda Orijinal Yoga Sistemi’ni kastediyoruz. Günümüzde yaygınlaşan sözde Yoga türleri ve ekollerinden bahsetmiyoruz. Bunlar Orijinal Yoga Sistemi’nden alıntılar içermelerine rağmen sistemin özel olumlu etki ve yararlarına sahip değildirler. Çünkü Orijinal Yoga Sistemi sekiz basamaktan oluşmuş, insan varlığının tüm boyutlarına etkisi olan bütünsel bir uygulamadır. Orijinal Yoga Sistemi heybetli bir ağaca benzetilebilir. Bütün parçaların bir araya gelmesiyle ağacın oluşması gibi, sekiz basamağın bir araya gelmesiyle Orijinal Yoga Sistemi oluşmaktadır. Ağaçtan alınan bir parçanın ağaç olarak nitelendirilemeyecek oluşu gibi, Orijinal Yoga Sistemi’nden alınmış bazı uygulamalar da tek başına Yoga olarak nitelendirilemez. Orijinal Yoga Sistemi çalışmaları sayesinde bilinçli olarak kendi doğamıza döneriz. Yoga Academy’de uygulanan Orijinal Yoga Sistemi sayesinde birey içini pozitif enerjiyle ve çevresini sevgiyle doldurarak, eylemleri konusunda şüphelerini gidermekte, düşüncelerine netlik kazandırmakta ve eylemleri olumsuz etkileyen gerilimden kurtulmaktadır. Stres yönetiminde en önemli şey kişinin kendisiyle ilgili olan farkındalığıdır. Stres içinde olmamızın nedeni farkındalığımızın olmamasıdır. Bir kez farkındalık geliştirebilirsek stresi azaltabiliriz. Strese bağlı yüzeysel nefes alışverişlerine alışmış kişilerde Yoga nefes teknikleri çok etkilidir. Orijinal Yoga Sistemi yapılırken uygulanan bilinçli solunum, akciğer kapasitesini artırmakta, kandaki oksijen miktarı artmakta, hücreler bol oksijenli kanla beslenmekte ve toksinlerin vücuttan atılımı hızlanmaktadır. Tüm vücut nefes çalışmalarında tazelenmekte, canlanmaktadır. Böylece stres kolaylıkla ve doğallıkla giderilmektedir.

Bir insanın hayatı tamamen Çakra merkezlerine bağlıdır. Sanskrit dilinde Çakra sözcüğü "tekerlek" demektir. Diğer bir ifade ile "çark" anlamına da gelir, "çember" veya "halka" olarak da adlandırılır. Enerji merkezi olan Çakra enerjisel bedende halka şeklindedir ve enerji Çakra halkasının üzerinde bir girdap gibi dönmektedir. Ayrıca Çakra, iç yaşam enerjisinin döner merkezi, iç enerji kanallarının buluştuğu, enerjinin bedene girip çıktığı ve dönüştürülerek farklı enerji düzeylerine transfer edildiği bir kesişme noktasıdır.

Çakralar bedene enerji aktaran merkezlerdir. Her bir Çakra farklı bir enerjinin giriş kapısıdır. Bu giriş kapıları tıkandığında bedeni besleyen enerji kısıtlanmaktadır. Bu enerji kısıtlanması belirli organları güçsüz düşürerek hastalıklara yol açmaktadır. Çakra merkezlerinin hem belirli organlarla hem de belirli bilinç halleriyle özel bağları vardır. Enerji merkezlerinin esas işlevleri bedene ve enerji katmanlarına enerjiyi çekmek ve dağıtmak, enerji katmanlarındaki Çakra çıkışlarıyla olan dinamik bağları sağlam tutmaktır. Merkezlerin işlevlerinden biri, değişik alanlar arasındaki etkileşimi koordine etmektir. Bedenin durumu sadece enerjinin akış hızından değil, aynı zamanda ritimdeki uyum derecesinden de etkilenmektedir. Normal enerji akışını bozan herhangi bir blokaj, canlılığın kaybına ve sağlığın kötüleşmesine neden olmaktadır. Zamanla yerleşen düzensiz hayat tarzı enerji kanallarını tıkar ve enerji akımlarını tüketir. Bu nedenle insanlar kendilerini güçsüzleşmiş ve tükenmiş hissederler. Belirli bir enerji akımının azalması bu akımla beslenen organların fonksiyonlarında yetersizliğe ve sonunda hastalıklara ve metabolizma bozukluklarına yol açar. Orijinal Yoga Sistemi tekniklerini uygulayarak bu Çakra merkezlerindeki tıkanıkları gidermek, canlandırmak ve enerjinin onların içinden düzgün biçimde akmasını sağlamak mümkündür. Orijinal Yoga Teknikleri aracılığıyla Çakra merkezleri uyuşuk ve etkin olmayan halden, aktif ve tamamen gelişmiş duruma getirilmektedir.

Karma eylem demektir ve aksiyonlar sonucu ortayan çıkan reaksiyonlar yasası veya etki-tepki yasasıdır. Karma düşüncelerin, sözlerin ve eylemlerin doğal bir sonucudur. Karma yasası insan bilinçli zihin düzeyinde hareket edince etkilidir. Karma etkileri blokajlar şeklinde her Çakra düzeyinde mevcuttur. Birey yaşamından ne kadar kontrolsüz olursa Karma yüzünden ortaya çıkan, hem bu yaşamdan hem de önceki hayatlardan gelen dürtüler de o kadar kontrolü dışında olur. Bunun sonucunda yaşamı daha gelişigüzel ve düzensiz olacaktır. Orijinal Yoga Sisteminin 8. basamağı olan Samadhi birliğe dayanan bilinç halidir ve sonuç olarak Karma etkilerini ortadan kaldırmaktadır. Bilinç Samadhi haline ulaşınca astral düzeyden nedensel düzeye geçer ve sonuç olarak Karma kristalleşmez. Karma zamana bağlıdır ve beden ile zihin faaliyeti zaman düzeyindedir. Birey zamanı aşınca Karma tohumları filizlenemez. Samadhi haline ulaşan gerçekten zamanı aşmıştır. Birey hem Karma sınırlarını aşar hem de bilinçsizliğin ötesine geçer. 
 

Orijinal Yoga Sistemi'nin ikinci basamağı Niyama olarak adlandırılmaktadır. Burada "kontrol" anlamına gelen Yama sözcüğüne Ni öneki ilave edilmiştir. Sanskrit dilinde Ni "kesinlik" belirtisidir. Böylece Niyama kelimesi "kesin kontrol" anlamını taşımaktadır. Niyama aşamasında insan hayatının eylem yönü geliştirilmektedir. Artık, insan duygularının, düşüncelerinin ve eylemlerinin kölesi değil efendisi haline gelmektedir. Bu kaderi kontrol etmenin başlangıcıdır. Denetim ve kontrol işlemi doğal bir şekilde gelişmektedir. İnsan duygu, düşünce ve eylemlerinin kontrolünü sadece analiz ederek ve kendine baskı uygulamadan sağlamaya çalışmaktadır.

Orijinal Yoga Sistemi'nin birinci basamağı Yama olarak adlandırılmaktadır. Sanskrit dilinde Yama kelimesi kontrol demektir. Yama, kontrol enerjisini geliştirme işleminin birinci aşamasıdır. Bu basamak Orijinal Yoga Sistemi'nin temelidir. Yama prensipleri ebedidir, ırk, zaman ve mekanın ötesindedir. Yama basamağında birey yaş, cinsiyet, din, ülke, zaman sınırlarını aşan, varoluşun en önemli prensiplerini uygulamaya başlamaktadır. Geniş felsefi anlamda Yama sözcüğü "negatiflerden arınma" olarak yorumlanabilir. Yama uygulayarak insan eylemlerini kontrol altına alır ve böylelikle negatif veya olumsuz şeylerden kurtulur. Birey gelişmek ve spiritüel açıdan tekamül edebilmek için bütün negatif fikirlerden, sözlerden ve eylemlerden arınmalıdır.

Kundalini kelimesinin Sanskrit karşılığı "gizemli" demektir. Kundalini, insan vücudunda bulunan gizemli evrim enerjisidir. Bu enerji kuyruksokumunda bulunan Muladhara Çakra merkezinde yer almaktadır. Kundalini, bedende hareketsiz ve uyumuş halde bulunur; statik potansiyel yaratıcı güç veya enerjidir. Kundalini enerjisi uyandığında beden birçok olumlu değişime uğramaktadır. Beden hücreleri enerjiyle dolmakta ve gençleşme başlamaktadır. Bireyin sesi, beden kokusu ve hormon salgıları olumlu yönde etkilenmektedir. Beden ve beyinde hücrelerin dönüşümü olağanüstü oranda gerçekleşmektedir. İnsanın fiziksel, zihinsel ve spiritüel gelişimi hızlanmaktadır. Beden, zihin ve her bir hücre yüksek frekanslı enerjiyle dolup taşmaktadır. Birey bilincin üst düzeylerine ulaşmaktadır.

İnsan bedenini kaplayan ve Aura olarak adlandırılan elektromanyetik biyoenerji alanının varlığını artık bilim adamları da kabul etmektedir.Modern makineler Aurayı ölçebilmekte ve hatta fotoğrafını bile çekebilmektedir. Bunun haricinde, insanın astral yani daha da ince enerjisel bedeni mevcuttur. Astral beden üç boyutludur veya çok daha ince üç enerji türünden veya alanından oluşmaktadır. Bu enerji alanları şunlardır: 1. Manas 2. Buddhi 3.Ahamkara Bu üç unsur yani Manas, Buddhi ve Ahamkara astral bedeni oluşturan, bedenin ince enerjisel organlarıdır ve her biri önemli fonksiyonlara sahiptir. Bu fonksiyonlar şunlardır: 1. Manas- zihinsel fonksiyonları, 2.Buddhi- zekasal fonksiyonları, 3.Ahamkara- egosal fonksiyonları gerçekleştirmektedir. Pratyahara basamağında birey belirli teknikleri kullanarak duyularını maddi nesnelerden geri çekerek içine almakta ve Astral bedene ulaşmaktadır. Astral boyutta duyuların ince enerjisel uzantıları mevcuttur. Bu uzantılar her zaman maddi nesnelerin peşindedir. Bu da devamlı zihinsel ve sinirsel gerginlik yaratmaktadır. Kaplumbağanın bacaklarını içine çekişi gibi birey duyuların ince enerjisel uzantılarını maddi nesnelerden uzaklaştırarak içine çekmeyi öğrenmelidir. Uygulama esnasında astral bedenin üç unsuru keşfedilmekte, denetlenmekte ve tecrübeden geçirilmektedir. Astral beden üzerinde yeterli kontrol sağlaması sonrasında birey Pratyahara teknikleri sayesinde kaba fiziksel bedeni terk ederek astral yolculuk yapabilir.

Orijinal Yoga Sistemi'nin beşinci basamağı Pratyahara olarak adlandırılmaktadır. Sanskrit dilinde Pratyahara sözcüğü "çekilme", "uzaklaştırma" veya "bırakma" demektir. Daha geniş manada Pratyahara sözcüğü "duyuların maddi objelerden çekilmesi" anlamına gelir. İnsan zihninin ve zekasının duyulara kapılarak onlara teslim olduğu durumlarda spiritüel tekamül engellenmektedir. Pratyahara kelimesi genelde "duyuları geri çekme" olarak çevrilir. Bir başka deyişle, duyuların ciltten başlayarak varlığın özüne, yani ruha doğru çekilmesidir. Zihin sustuğu anda ruh algılanır ve birey huzura erer. Beden, zihin ve duyular kimliğini yitirir ve bilinç tüm saflığıyla parlar. Pratyahara halinin anlamı budur.

Zihnin belirli bir anda tek bir obje istikrarlı ve sürekli odaklanması Dharana olarak anılmaktadır. Yoga Sistemi'ne göre, zihnin bir obje üzerine, dikkati dağıtmadan 12 saniye süresince odaklandığında konsantrasyon gerçekleşmektedir. Bu kolay ulaşılacak bir hal değildir, çünkü 12 saniye süresinde odaklanma hiçbir içsel ve dışsal düşünce tarafından kesilmemelidir.

Mantra anlam taşıyan tek heceli bir sözcüktür. Yoga sisteminde belli Mantra'lar mevcuttur ve bu ses titreşimleri üzerine yapılan meditasyonun belirli kuralları vardır. Bazı kişiler kafalarından sözcükler üreterek bu üretilmiş sözcükleri "mantra" olarak tanıtıp insanlara güya "mantra meditasyonu" yaptırmaktadır. Bu kişiler insanları yanıltarak onlara "özel mantralar" verirler, oysaki bu sözde "mantralar" sadece onların zihinlerinin ürettiği yararsız kelimelerden ibarettir. Bu kişiler Yoga sisteminin meditasyondan önce gelen altı basamağının önemli olmadığını söyleyerek, insanlara derhal bu sözde "mantra" ile meditasyon yapmayı önerirler. Yalnızca Yoga sisteminin temel duruş, nefes, biyoenerji, gevşeme ve konsantrasyon teknikleri uygulandıktan sonra meditasyon yapılmalıdır. Açık bir ifade ile genel olarak 6 ila 8 aylık Yoga çalışmaları yapılması sonrasında gelişmiş meditasyon tekniklerinin uygulanmasına geçilmelidir. Birçok meditasyon tekniği vardır. Önce temel teknikler uygulanmalıdır. Bundan sonra Mantra üzerine meditasyon gibi daha gelişmiş teknikler icra edilebilir. Hazırlıksız, aniden yapılan meditasyon çalışması sinir sistemini, zihni, şuuru ve bilinçaltını olumsuz yönce etkilemektedir. Meditasyon, bilimsel olarak, Yoga prensiplerine uymak kaydıyla yapılmalıdır. Aksi halde amatörce yapılan meditasyon yarar yerine zarar verecektir.

Orijinal Yoga Sistemi'nin sekizinci basamağı Samadhi olarak adlandırılmaktadır. Samadhi, zihinsel kontrolün üçüncü aşamasıdır. Samadhi kelimesi Sanskrit dilinde Dhi sözcüğünden türemiştir. Dhi sözcüğü "yoğunlaşmak" demektir. Yoğunlaşmanın aşamaları vardır. Başlangıçta yoğunlaşma yüzeysel ve kesintilidir.Bu, Dharana aşamasıdır. Dharana bir objenin görüntüsünü zihinsel alanda tutmak, başka bir deyişle objeye tutunarak yoğunlaşmak anlamına gelir. Yoğunlaşmanın derinliği artınca ikinci aşamaya geçilir ve bir objenin görüntüsünü zihinsel alanda kesintisiz ve devamlı tutma işlemi gerçekleşir. Bu, Dhyana sürecidir. Yoğunlaşma çok daha derindir ve kesintisiz devam etmektedir. Dhyana, derin yoğunlaşma demektir. Son aşamada ise yoğunlaşma o kadar güçlüdür ki tutma işlemi en gelişmiş hale ulaşır. Zihinde sadece bir obje vardır ve hatta benlik hissi de kaybolur. Böylelikle,Samadhi aşamasına geçilir. Samadhi "üstün yoğunlaşma" halidir. Neticede yoğunlaşmanın derinliğine göre tutma işlemi aşama aşama ilerlemekte ve üç aşamada gerçekleşmektedir. Orijinal Yoga Sistemi'ne göre, meditasyon dikkati dağıtmadan 1728 saniye(yani 29 dakika) sürerse, üstün yoğunlaşma gerçekleşmektedir.